
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA
ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI KAPSAMINDA ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU
İfade özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde; “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.” ve Anayasanın 26. maddesinde “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesine bir hak ihlali iddiası ile bireysel başvuru yapılabilmesi için ihlal edildiği iddia edilen hakkın hem AİHS veya Ek Prokoller hem de Anayasa ile güvence altına alınmış olması gerekir. İfade özgürlüğü bu kapsamda bireysel başvuru yapılabilecek haklar arasındadır.
1. İfade Özgürlüğünün Kapsamı
İfade özgürlüğü; toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi pek çok hak ile yakından ilişkili bir haktır. İfade özgürlüğünün öznesi “herkes” olduğu için Anayasa Mahkemesinin önüne gelen başvurulara bakıldığında siyasetçiler, devlet memurları, askerler, polisler, gazeteciler, hükümlüler ve tutuklular, doktorlar gibi pek çok farklı meslekten ve gruptan kişinin başvuru yaptığı görülmektedir.
İfade özgürlüğü, en geniş haliyle her türlü ifadeyi koruma altına almaktadır. Bir ifadenin ticari yarar saiki olup olmaması, değerli-değersiz olması, yararlı-yararsız olması gibi unsurlar ifade özgürlüğünün kapsamı açısından önemli değildir.
İfade özgürlüğü; siyasi ifadeler, akademik ifadeler, sanatsal ifadeler, ticari ifadeler, dini konulara ilişkin ifadeler gibi pek çok farklı alandaki ifadelere yönelik bir koruma sağlamaktadır.
Ancak her hakkın olduğu gibi ifade özgürlüğünün de kanunlar ile sınırlarının çizildiği bir alanı mevcuttur. Örneğin şiddet, nefret ve savaş propagandası içerikli, ayrımcı, ırkçı ifadeler ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemektedir.
2. İfade Özgürlüğünün Sınırlanması ve Güvence Kriterleri
AİHS m.10 ve Anayasa m.26’da ifade özgürlüğü güvence altına alındığı gibi, aynı maddelerde ifade özgürlüğünün sınırlanmasının koşul ve şartları da belirtilmiştir. Buna göre ifade özgürlüğü “millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.”.
3. Bireysel Başvuru Kapsamında İfade Özgürlüğü Hakkının İhlal Kriterleri ve İnceleme Ölçütleri
Anayasa Mahkemesi, önüne gelen bireysel başvuruyu incelerken, her bir hak grubu için içeriği farklılık göstermekle birlikte, öncelikle kabul edilebilirlik yönünden ilk incelemesini gerçekleştirir. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olmadığına veya kabul edilemezliğine dair karar verilmesini gerektirir bir durum olmadığında esas yönünden incelemeye geçer.
Esas yönünden yapılan inceleme, ilk olarak müdahalenin varlığı ve sonrasında müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığına ilişkin yapılır.
İfade özgürlüğü kapsamında müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığı, aşağıda yer alan 3 alt başlıkta değerlendirilir;
3.1. Kanunilik
İfade özgürlüğüne yönelik bir müdahalenin hak ihlali oluşturmaması için kanunla öngörülmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, ifade özgürlüğü ancak bir kanuni düzenleme ile sınırlandırılabilir.
3.2. Meşru Amaç
İfade özgürlüğüne yönelik müdahalenin aynı zamanda meşru bir amacının da olması gerekir. Bu kriter de Anayasanın 13. maddesi kapsamında Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemede dikkate alınmaktadır.
3.3. Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygunluk
Aynı zamanda ifade özgürlüğüne yönelen müdahale, demokratik toplum düzeninin gereklerine de uygun olmalıdır. Müdahale, zorunlu toplumsal bir ihtiyacı karşılamalı ve ölçülü olmalıdır. Müdahalenin ölçülü olduğunun kabulü için amaca uygun, en son çare ve alınabilecek en hafif önlem olması gerekmektedir. Ayrıca müdahalenin, kamunun menfaatleri ile bireyin hakları arasındaki dengeyi gözetmesi ve orantılılık ilkesine uygun olması da yine Anayasa Mahkemesi tarafından incelenen kriterlerdendir.
Yukarıda belirtilen kriterlerden herhangi birindeki eksiklik, bireye yönelen müdahalenin hak ihlali ile sonuçlanmasına sebep olabilir.
4. İfade Özgürlüğüne İlişkin Emsal Anayasa Mahkemesi Kararları
- İnternet Sitesinde Yayımlanan Görüşler Nedeniyle Uygulanan İdari
Para Cezasının İfade Özgürlüğünü İhlal Etmesi
TMMOB başkanı olan Emin KORAMAZ’ın başvurusunda AYM, internet sitesinde Anayasa değişikliği hakkındaki görüşlerini yayımladığı gerekçesiyle 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca idari para cezasına çarptırılmasının Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünü sınırlandıran koşulları, özellikle kanunilik şartını, sağlamadığını ve oy birliğiyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir. Kararda, Yüksek Seçim Kurulu’nun 109 sayılı kararının 1/D maddesi dayanak gösterilerek siyasi partiler haricindeki kişi ve kurumların internette propaganda yapamayacağı yönündeki yorumun, seçim hukukunun amaç ve içeriğiyle bağdaşmadığı belirtilmiştir. (Emin Koramaz B. No: 2019/1112, 29/6/2022)
- İşyerinde Bildiri Dağıtımı Nedeniyle İfade Özgürlüğü İhlali
İşyerinde dağıtılan bildiride geçen ifadeler ve işyerinde gerçekleştirdikleri eylem esnasında meydana gelen olaylar nedeniyle iş akitleri feshedilen başvurucuların işe iade davalarının reddedilmesi nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkin olarak AYM, hem bildiri içeriğinin kamu yararına katkısını hem de başvurucuların cinsel taciz iddialarına dair tanık beyanlarını yeterince değerlendirmediğini ve işyeri disiplini ile sendikal eylem özgürlüğü arasında adil bir denge kurmadığını tespit etmiştir. Mahkeme, bildirideki eleştirilerin hakaret sınırını aşmadığını, kadın işçilerin maruz kaldığı taciz iddialarının makul şüpheyi hak ettiğini ve demokratik toplum düzeni açısından meşru bir sendikal ifade eylemi olduğunu belirterek ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir. (Sonay Tezcan ve Kardelen Yoğungan B. No: 2018/24097, 2/5/2023)
- Kolluk Güçlerinin Şiddeti Ve Etkili Soruşturma Eksikliği Nedeniyle İfade Özgürlüğünün İhlali
Başvurucu Hüseyin Gökhan BİÇİCİ, basın mensubu olarak takip ettiği Gezi Parkı olayları sırasında polis güçleri tarafından darp edildiğini; buna rağmen disiplin ve ceza soruşturmalarında sorumluların kimliklerinin tespit edilemediğini ileri sürmüştür. AYM, kolluk makamlarının mevcut delilleri, kamera kayıtları, bilirkişi incelemeleri ve tanık beyanları, etkin şekilde değerlendirmediğini ve şüpheli polis memurları hakkında kimlik saptamasına dayalı bir soruşturma yürütmediğini ve bu sebeple Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan işkence ve kötü muamele yasağı ile 13. maddede öngörülen etkili başvuru hakkının usul boyutunda ihlalini oluştuğuna karar vermiştir.
Ayrıca, Anayasa’nın 26. maddesindeki ifade özgürlüğü ve 28. maddedeki basın özgürlüğü hükümlerinin korunması gereken kamuoyunu bilgilendirme işlevi göz önünde bulundurulduğunda, yapılan müdahalelerin yasal ve orantılı gerekçelerle açıklanamadığı bu sebeple de ifade ve basın özgürlüğü haklarının ihlal edildiğine oybirliği ile karar vermiştir. (Hüseyin Gökhan Biçici B. No: 2016/10643, 8/6/2021)
İfade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasında olan bireylerin, Anayasa Mahkemesi’ne yapacakları bireysel başvurularda öngörülen şekli düzenlemeler ve ihlal edilen hak grubuna ilişkin açıklamaların ve ihlal iddialarının etkili şekilde dile getirilmesi önem arz ettiğinden hak kaybına uğramamaları adına uzman bir avukattan destek almaları tavsiye edilmektedir.
Av. Tunahan SANDALLI